Kamu çerçeve protokolü (KÇP) görüşmelerinde hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı Türk-İş’in başlattığı eylem programı kapsamında bugün işçiler AKP il binaları önünde sefalet ücreti dayatmasına karşı seslerini yükseltiyor.

İstanbul | "Size muhtaç değiliz"

 

 

İstanbul’da AKP il binası önünde buluşan kamu işçileri polis barikatı ile karşılaştılar.

Türk İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Halil Faki Erdal, “İçişleri Bakanlığı’na haber vermiş olacaklar ki buraya bu kadar polis göndermişler. Bizi il binasından öteye doğru sürdüler. Madem böyle o zaman ben de basın açıklamasını okumuyorum” diyerek barikatın açılmasını talep etti.

Kamu işçilerinin il binası önünde bekleyişleri sürüyor. İşçiler binaya sırtlarını döndü.

Harb-İş üyesi işçiler de AKP il binası önüne geldiler.

Ankara | ‘İşçinin dinlenmediği hiçbir teklif meşru değildir’

Hükümetin yüzde 17'lik zam teklifine karşı Türk-İş üyesi kamu işçileri AKP Ankara İl binasına yürüdü. Türk-İş Ankara İl Başkanı Nihat Zengin, "İşçinin dinlenmediği hiçbir teklif meşru değildir. Hakkımızı istiyoruz, emeğimizin karşılığını istiyoruz"

Sakarya Caddesi'nden AKP Ankara İl binasına yürüyen işçiler, "İşçiler elele, genel greve", "Eylemse eylem, grevse grev" ve "İş, ekmek yoksa barış da yok", "Başkan bizi greve çıkar" sloganları attı. İşçiler, AKP İl Binası önünde basın açıklaması yapmak istedi ancak açıklama sırasında bina tarafından yüksek sesle müzik çalarak Türk-İş Ankara İl Başkanı Nihat Zengin'in konuşması engellenmeye çalışıldı. İşçiler bu durumu yuhalayarak protesto etti ve "Şarkıyı kapat" sloganları attı.

Zengin, 2025 yılı toplu sözleşme sürecinde kamu işçisinin insanca yaşam taleplerini yerine getirmek için eylem planlarına devam ettiklerini belirtti. Zengin, tüm illerde eş zamanlı şekilde AKP il binaları önünde planlanan bu açıklamaların kamu işçilerinin ciddiyetini gösterdiğini belirterek, "Yoksulluğa, adaletsizliğe sabrımız kalmadı. Yaşam mücadelesi veriyoruz. Az kazanandan çok vergi alınıyor. Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız yok oluyor. Bu yüzden AKP il binaları önünden taleplerimizi duyuracağız" dedi.

"İnsana yakışır bir ücret istiyoruz"

Toplu sözleşmenin TÜİK verilerine göre değil yaşamın gerçeklerine göre hazırlanması gerektiğini belirten Zengin, "Gerçek, adil bir toplu sözleşme istiyoruz. Hükümetin masaya getirdiği teklif emekçilerin yaşam şartlarına göre değil. İşçinin dinlenmediği hiçbir teklif meşru değildir" ifadelerini kullandı.

"Vergide adalet istiyoruz"

İşçinin maaşının eline geçmeden eridiğini belirten Zengin, "Bu sistem adaletsizdir. Vergide adalet istiyoruz. Geçim sıkıntısına acil çözüm istiyoruz. Her şey zamlandı, maaşlarımız erimeye devam ediyor. Emekçiler yaşamakta zorlanıyor. Güvenceli çalışma istiyoruz. Kamu işçisinin geleceği koruma altına alınmalı. Yarını için kaygı duymamalıdır" dedi. 

"Emeğe saygı işçiye değer istiyoruz"

Emeğin yok sayıldığında kalkınmanın mümkün olmadığını vurgulayan Zengin,"Bugün buradayız çünkü başka çaremiz kalmadı. Duymayan kulaklara görmeyen gözlere ses yükseltme zamanı geldi. Hakkımızı istiyoruz, emeğimizin karşılığını istiyoruz" ifadelerine yer verdi.

İzmir | “AKP işçiye hesap verecek”

 

Türk İş'e bağlı sendikalara üye kamu işçileri Bayraklı'da bulunan AKP İl Binası'nın karşısındaki parkta toplanarak taleplerini haykırdı. "Gün gelecek devran dönecek AKP işçiye hesap verecek", "Sefalet ücreti istemiyoruz", "Vergide adalet istiyoruz", "Hükümet zammını al başına çal", "Sahtekâr TÜİK" sloganlarının atıldığı eylemde konuşan Türk-İş Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, AKP binasına yaklaşmalarına izin verilmemesine tepki göstererek, "Biz isterdik ki o kapıya biraz daha yanaşsaydık, sesimizi daha fazla duyursaydık. Bizden neden korkuyorsunuz, seçim olunca geliyorsunuz da geçim olunca niye uzak duruyorsunuz? Biz barınamıyoruz, haykırışımız budur" dedi.

"Seçim olunca geliyorsunuz da geçim olunca niye uzak duruyorsunuz"

 

 

Geçinemedikleri için AKP binasının önüne geldiklerini belirten Çakmak, "Koca yürekli emekçilerimizi yürekten kutluyoruz. Bu kamu kurumlarının içerisinde devlet büyüklerimize her gün her sabah her akşam çaylarını veriyoruz, odalarını temizliyoruz. Yemeklerini yapıyoruz. Gemileri, uçakları yapıyoruz. Ama bizi yönetenlerle aramızdaki mesafeyi görüyorsunuz" dedi. İşçiler yuh sesleri ile tepkilerini ifade ederken Çakmak, "Biz bu ülkenin sigortasıyız, bu ülkenin evlatlarıyız. Asla büyüklerimize saygısızlık yapmayız. Randevu istedik. Randevulara cevap vermiyorlar. Ama biz de bugün dedik ki kapınıza geleceğiz, Sayın Şimşek'in kulağına bağıra bağıra sizlerin nezaretinde anlatmaya geldik.”

Ardından basın metininin okunmasına geçildi.

2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecinde kamu işçilerinin insanca yaşam taleplerini görünür kılmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak amacıyla başlatmış oldukları eylem sürecinin kararlılıkla devam ettiğini belirten Çakmak, "Bugün de eylem planımız dahilinde, Türkiye'nin dört bir yanında AK Parti İl Binalarının önündeyiz. Çünkü artık sabrımız kalmadı. Çünkü artık yoksulluğa, adaletsizliğe, duyarsızlığa tahammülümüz kalmadı" dedi. Bu ülkenin çalışanlarının yaşam mücadelesi verdiğini belirten Çakmak, "Geçim derdi bu kadar büyümüşken, bizlere sunulan sözde zam teklifleriyle alay ediliyor. TÜİK'in rakamlarıyla, halkın gerçeği gizleniyor.Az kazanandan çok vergi alınıyor. Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor" dedi.

Çakmak taleplerini şöyle sıraladı:

1. İnsan onuruna yakışır bir ücret istiyoruz. 

• TÜİK'in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor.
• Sözleşme teklifleri, TÜİK'in verilerine değil, pazarda, mutfakta yaşanan gerçeklere göre hazırlanmalıdır. 
• İnsanca yaşanabilecek, geçim koşullarına uygun bir ücret talep ediyoruz 

2. Gerçekçi ve adil bir toplu sözleşme istiyoruz.

• Hükümetin masaya getirdiği teklifler, emekçiyi oyalamaktan ibarettir.
• Toplu sözleşme, emekçinin iradesine ve yaşam şartlarına uygun olmalıdır.
• Emekçilerin sesi dikkate alınmadan yapılan hiçbir teklif meşru değildir.

 3. Vergide adalet istiyoruz

• İşçinin maaşı daha eline geçmeden vergiyle eriyor.
• Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınan bu sistem adaletsizdir.
• Gelir vergisi matrahı adaletsiz sistemi sona erdirecek şekilde adil ve kademeli olarak düzenlenmelidir.

4. Geçim sıkıntısına acil çözüm istiyoruz.

• Kira, fatura, gıda, ulaşım... Her şey zamlandı ama maaşlarımız erimeye devam ediyor.
• Emekçiler kredi kartlarıyla, borçla, eksik beslenmeyle yaşamaya zorlanıyor.
• Halkın sofrasına, cebine, yaşadığı hayata bakılmadan ekonomi toparlanamaz!

5. Güvenceli çalışma ve iş güvencesi istiyoruz

• Taşeron sistemine, güvencesiz çalışmaya son verilmelidir.
• Kamu işçisinin geleceği koruma altına alınmalıdır.
• Bugün işi olan, yarını için kaygı duymamalıdır.

6. Emeğe saygı, işçiye değer istiyoruz

• Alın terine değer verilmediği sürece adalet sağlanamaz.
• Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, biz bu ülkenin temel direğiyiz.
• Emek yok sayılırsa, üretim de adalet de kalkınma da mümkün değildir!

 

 

Çakmak açıklamanın devamında, "Bugün buradayız, çünkü başka çaremiz kalmadı. Çünkü duymayan kulaklara, görmeyen gözlere artık ses yükseltme zamanı geldi. Sadaka değil, hakkımızı, ikram değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz. Sefalet değil, onurlu yaşam istiyoruz.Ve unutulmasın: İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız, direne direne kazanacağız" dedi.Açıklamanın sonunda bir kamu işçisinin yazdığı mektubunu okuyan Çakmak, "Bu mektup sadece bir kişinin değil, hepimizin ortak duygusudur" dedi.

Bir kamu işçisinin mektubu: "Ben bir kamu işçisiyim. Sesimi duymanız gerekiyor. Çünkü içime attığım ne varsa, artık dışa dökülüyor. Her sabah kalkıyorum,Çocuğumun yüzüne bakıyorum: "Bugün ne götürebileceğim?" diyerek çarşıya pazara gidiyorum. Fakat evimin ihtiyaçlarını karşılayamıyorum, evime elim boş dönüyorum."Bugünlük de idare ederiz" diyorum her seferinde. Ama aslında idare ettiğimiz ve eksilen her şey insanca yaşam hakkımız. Bize reva görülense aynı, her gün geçim mücadelesi. Her gün idare her gün sabır... Bu böyle gider mi gitmez. Ve bir gün, içimden "yaşamak bu değil" dediğim anda... Sendikamızdan bir açıklama geldi: "Emekçi kardeşlerimiz, hakkımızı almak için mücadele edeceğiz. İnsan onuruna yakışır bir yaşam bizim hakkımızdır. Alın terimizin karşılığı, bize anamızın ak sütü kadar helaldir!"

İşte o an, içimde bir umut doğdu. Görülmediğimi düşündüğüm bu hayatta yalnız olmadığımı hissettim. Benim gibi binlerce emekçi kardeşim vardı, sesime ses verdi. Kendime geldim.Direnmenin, birlikte olmanın, hakkını aramanın anlamını yeniden hatırladım. O yüzden bu mektubu yazıyorum. Kendim için, çocuklarım için, ve bu ülkede geçim derdiyle boğuşan herkes için. Birlik olalım. Mücadele edelim. Yaşarken ölüye dönmeyelim.Ben buradayım. Sizlerde orada. Alanlarda buluşalım. Hakkımızı birleşe birleşe, direne direne alalım.”

Açıklama ve okunan mektubun ardından Türk İş Ege Bölge Temsilcisi Çakmak ile birkaç temsilci; Harb İş üyesi işçilerin taşıdığı ve üzerinde taleplerinin yazılı olduğu tabutu AKP il binası önüne bıraktı.

Dersim | "Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor"

 

 

Dersim'de Türk-İş’e bağlı sendikalara üye kamu işçileri AKP il binasın önünde eylem yaptı.

Geçim derdi bu kadar büyümüşken, kamu işçilerine sunulan sözde zam teklifleriyle alay edildiğini söyleyen Türk-İş Şube Başkanı Bedri Kırmızıtoprak "TÜİK’in rakamlarıyla, halkın gerçeği gizleniyor. Az kazanandan çok vergi alınıyor. Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor" dedi. Kırmızıtoprak, açıklamanın devamında kamu işçilerinin taleplerini sıraladı.

Adana | Türk-İş 4. Bölge Temsilciliğinden eylem: Talepler karşılanmazsa greve gidilecek

 

 

Türk-İş 4. Bölge Temsilciliği, hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı Adana’daki AKP İl Binası önünde eylem düzenledi. Kamu işçileri, insanca yaşam, adil ücret ve güvenceli çalışma taleplerini haykırırken, Türk-İş Temsilcisi Edip Gülnar, “Talepler karşılanmazsa greve kadar gidilecek” uyarısında bulundu.

Basın açıklamasını Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar okudu. Kamu işçilerinin her geçen gün yoksullaştığını ifade eden Gülnar, hükümetin sunduğu zam tekliflerinin gerçekçi olmadığını ve işçilerle adeta alay edildiğini belirtti. Gülnar, “Biz bu ülkenin çalışanları, bu halkın emekçileriyiz. Ama bugün yaşam mücadelesi veriyoruz! Geçim derdi bu kadar büyümüşken, bizlere sunulan sözde zam teklifleriyle alay ediliyor. TÜİK’in rakamları halkın gerçeğini gizliyor. Az kazanandan çok vergi alınıyor, hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor. Artık yeter!” dedi.

TÜİK verilerinin geçim sıkıntısını yansıtmadığını belirten Gülnar, sözleşme tekliflerinin pazar ve mutfaktaki gerçeklere göre hazırlanmasını, insanca yaşanabilir bir ücret talep etti. Hükümetin tekliflerinin işçiyi oyalamaktan ibaret olduğunu ifade eden Gülnar, toplu sözleşmenin işçilerin iradesine ve yaşam koşullarına uygun olması gerektiğini vurguladı Gülnar ayrıca işçilerin maaşlarının vergiyle eridiğini, az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alındığına dikkat çekti. Gülnar, gelir vergisi matrahının adil ve kademeli düzenlenmesini istedi. Kira, fatura, gıda ve ulaşım zamlarının işçileri borç ve eksik beslenmeye mahkum ettiğini ifade eden Gülnar, halkın gerçek yaşam koşullarına uygun ekonomik çözümler talep etti. Taşeron sistemine ve güvencesiz çalışmaya son verilmesi gerektiğinin de altını çizen Gülnar, kamu işçilerinin geleceğinin koruma altına alınmasını istedi. Alın terine değer verilmeden adaletin sağlanamayacağını belirten Gülnar, işçilerin üretimin temel direği olduğunu ve emeğin yok sayılmasının kalkınmayı engellediğini söyledi.

“Talepler karşılanmazsa greve kadar gidilecek”

 

 

Gülnar, konuşmasında işçilerin çaresiz olmadığını ve haklarını almak için mücadele etmeye kararlı olduklarını vurgulayarak şunları söyledi, “Bugün buradayız, çünkü başka çaremiz kalmadı. Çünkü duymayan kulaklara, görmeyen gözlere artık ses yükseltme zamanı geldi. Sadaka değil, hakkımızı! İkram değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz! Sefalet değil, onurlu yaşam istiyoruz! İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız; direne direne kazanacağız!”

Türk-İş’in iyi niyetle masada çözüm aradığını ancak hükümetin işçileri yok saydığını ifade eden Gülnar, “TÜRK-İŞ Konfederasyonu olarak gayet iyi niyetlerimizle sizlere anlatamadık. Her platformda söylediğimiz gibi, sizin verdiğiniz ücretlerle geçinmemiz mümkün değil. Düzeltin dedik, masada halledelim dedik, işçiler sokağa dökülmesin, grevler yapmayalım dedik. Ancak yetkililer bizleri duymadı. 600 bin kamu işçisini yok sayarak, gülünç duruma düşecek rakamlar vererek adeta bizlerle dalga geçtiniz. Bu tavırlarınız devam ederse, hiç istemeyerek de olsa greve kadar gidilecek, haberiniz olsun” şeklinde konuştu. 

Denizli | Kamu işçileri: Tahammülümüz kalmadı!

Türk-İş'in çağrısı ile Denizli'de kamu işçileri, AKP İl binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Türk-İş'e bağlı Yol-İş, TES-İŞ, KOOP-İŞ, Sağlık İş, EMEP ve TİP temsilcileri katıldı. Basın açıklamasını Yol-İş İzmir 1 No'lu Şube Yöneticisi Himmet Çetin okudu. 

"İnsan onuruna yakışır bir ücret"

 

 

Türkiye'nin dört bir yanında AKP İl Binalarının önünde olduklarını söyleyen Çetin "Çünkü artık sabrımız kalmadı! Çünkü artık yoksulluğa, adaletsizliğe, duyarsızlığa tahammülümüz kalmadı! Biz bu ülkenin çalışanları, biz bu halkın emekçileriyiz. Ama bugün yaşam mücadelesi veriyoruz! Geçim derdi bu kadar büyümüşken, bizlere sunulan sözde zam teklifleriyle alay ediliyor. TÜİK'in rakamlarıyla, halkın gerçeği gizleniyor. Az kazanandan çok vergi alınıyor. Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor. Artık yeter" ifadelerini kullandı. 

İşçilerin taleplerini sıralayan Çetin, insan onuruna yakışır bir ücret, gerçekçi ve adil bir toplu sözleşme, vergide adalet, geçim sıkıntısına acil çözüm, güvenceli çalışma ve iş güvencesi, emeğe saygı işçiye değer istediklerini belirtti. Açıklama sloganlarla sona erdi. 

Kayseri | "AKP işçiye hesap verecek”

 

 

Kayseri’de Türk-İş’e bağlı şubelere üye işçiler, AKP İl Binası’na yürüdü. Tes-İş Kayseri Şubesi önünde toplanan işçiler, “Hükümet istifa", "Gün gelecek devran dönecek, AKP işçiye hesap verecek” sloganı attı.

Polis, AKP binasının bulunduğu sokağa barikat kurarak işçilerin binaya yaklaşmasına engel oldu. Türk-İş Kayseri Temsilcisi İdris Güven’in okuduğu basın açıklamasının ardından, Harb-İş Sendikası üyesi işçiler barikata yönelerek AKP İl Başkanlığı’na yürümek istedi. Ancak işçilere, polis ve Harb-İş sendika yönetimi engel oldu.

 

Bursa | “Sefalet değil, onurlu bir yaşam talep ediyoruz”

Kamu çerçeve protokolü (KÇP) görüşmelerinde hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı Türk-İş’in başlattığı eylem programı kapsamında bugün işçiler AKP il binaları önünde sefalet ücreti dayatmasına karşı eylem yaptı. Bursa'da ise işçiler Fomara Meydanı'nda yaptıkları açıklama ile sefalet zammını kabul etmediklerini haykırdı.

 

 

Yapılan açıklamada konuşan Türk-İş 8. Bölge Bursa Başkanı Ruhi Biçer, "Artık sabrımız kalmadı. Yoksulluğa, adaletsizliğe, duyarsızlığa tahammülümüz kalmadı. Geçim derdi her geçen gün büyürken, kamu işçilerine reva görülen zam teklifinin gerçekle ilgisi yok. Bugün TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri halkın yaşadığı gerçeklerle örtüşmüyor. Hayat pahalılığı her alanda artarken, maaşlarımız buharlaşıyor. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınan adaletsiz bir sistemle karşı karşıyayız" dedi.

 

 

Hükümetin masaya getirdiği teklif emekçileri oyalamaktan başka bir şey değil ifadelerini kullanan Biçer, "Sefalet değil, onurlu bir yaşam talep ediyoruz. Hükümetin yıllardır sürdürdüğü politikalar işçileri sefalet ücretlerine mahkûm ettiğini" söyledi.

Elazığ | 2 bin işçi hakları için alanda: Hükümet istifa

Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı, Türk-İş Elazığ Şubesi, sendika genel merkezinin almış olduğu karar üzerine AKP İl Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Yaklaşık 2 bin işçinin katıldığı açıklamada sık sık “Hükümet istifa”, “Vergide adalet istiyoruz” sloganları atıldı.

Türk-İş Elazığ İl Başkanı Bayram Bahçeci basın açıklamasını okurken, işçiler AKP İl Binası önüne kurulan barikata tepki gösterdi.

Mersin | Kamu işçiler sokağa çıktı, kefen giyerek tepki gösterdi

 

 

Kamuda çalışan işçileri kapsayan 2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecine ilişkin taleplerin hükümetçe dikkate alınmaması, Türk-İş'e bağlı sendikaları sokağa döktü. Yurdun dört bir yanında olduğu gibi Mersin'de de işçiler alanlara çıktı. Mersin'deki eylemde Türk Harb-İş üyesi bir işçi kefen giyerek dikkat çekti.

AKP binasına yürümek isteyen işçilere polis engeli

Türk-İş'e bağlı sendikalar, Mersin Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü önünde toplanarak AKP İl Binası'na yürümek istedi. Ancak yürüyüş güzergâhında yaklaşık 500 metre sonra işçiler polis barikatıyla durduruldu. AKP binası önünde açıklama yapmalarına izin verilmeyen işçiler, ana cadde üzerinde açıklamalarını gerçekleştirdi. "Hak, hukuk, adalet istiyoruz. Biz bu ülkenin gerçek sahipleriyiz" diyerek engellemeyi protesto ettiler.

Eyleme Yol-İş, Türk Harb-İş, Demiryol-İş ve Sağlık-İş sendikaları pankart ve dövizleriyl