SVAN KULESİ, dışarıdan göründüğü gibi değil. Hayvanların ve insanların birlikte yaşadığı ilk apartman örneği gibi. İçerisi katlı bir yapı, yukarı doğru daralarak giden taş bir bina . Giriş ve 1. kat gayet geniş. Üst katlar birer oda gibi.
En alt katta, hayvanlar ve insanlar birlikte yaşıyorlar. Duvar kenarı çepeçevre hayvanlar için bölümlenmiş. Onların üzerinde bir platformda insanların yatakları var. Böyle ısınabiliyorlar. Ortada ateş yanıyor. Oturma yeri ve masa ateşe yakın. Bulaşık yıkama deliği de orada.
Bir üstte samanlık var. 20. YY. la kadar büyük aile olarak, 20-25 kişi, bu kuleleri ev olarak kullanmışlar. Kış boyu, çok sert geçtiği için, neredeyse hiç dışarı çıkılmıyor, sadece tuvalet dışarıda. Ailede babanın sözü geçiyor. Eğer baba vefat etmişse, anne onun yerini alıyor. Ancak, karar alınacak meclislere kendi yerine oğlunu ya da erkek torununu gönderiyor. Anneyi temsil eden kişi, onun sözünün dışında bir fikir beyan edemiyor. Annenin sözü geçerli.
Şu anda kuleyi bize gezdiren kişinin dedesi ömrünün sonuna kadar bu kulede yaşamış.
SVAN KULELERİ GERÇEĞİ, DÜNDEN BUGÜNE.
03 Temmuz 2025 Perşembe, sabah kahvaltı sonrası Shdugra şelalesine gitmek üzere yola çıktık. Bir saatlik yolculuk sonrası otobüs bir köy girişinde durdu, park etti. Daha küçük bir araç bir kaç sefer yaparak şelale yoluna biraz daha yakınlaştırdı.
Minibüsün taşıdığı kişiler çayırlık alanda bekledi. Herkes geldiğinde topluca üç kilometre yürüyerek bir tesise geldik.
Kısa bir mola sonrası, çağlayana yürümek istemeyenleri burada bırakarak sekiz kilometrelik Çağlayan yürüyüşü başladı.
Çağlayana kimin çıkıp çıkmayacağı tartışması bir önceki akşamdan başladı. Yemek sonrası bir araya geldik, gitar ve bağlama çalan arkadaşların müzikleri eşliğinde şarkılar, türküler söyledik.
Hatta Sivas Madımak katliamının yıldönümü olması nedeniyle, Unutmadık, diyerek Madımak’ta yakılan Hasret Gültekin ve büyük ozan Nesimi Çimen’in türküleriyle yakılan canları andık.
Akşam yaşanan konuşmalar bazı arkadaşların gönlünün kırılmasına yol açtı.
Havanın açık, güneşli olması yürüyüşü kolaylaştırdı. Yirminin az üstünde bir sayıda arkadaş yürüdü. İki çocuğumuz da düzeni bozmadan Şelaleye çıkıp indiler. Toplamda 22 km yol yürüdük.
Aşağıdan bir görünen Şelale, yanına vardığımızda iki olduğunu gördük.
İniş çıkışlarda yabancı turistler çoktu. Çağlayana yakın parkta Suudiler kahvaltı yapmaya hazırlanıyorlardı. Dönüşte çöplerini ulu orta bıraktıklarını gördük.
İndiğimizde bizi bekleyen arkadaşlarla yeme, içme molası verildi. Hareket saati 17.00 olarak açıklandı.
Saat on yedide sabah geldiğimiz üç kilometrelik yolu tekrar yürüyüp dolmuş bekledik.
Minibüs üç sefer yaparak hepimizi otobüsün yanına götürdü.
Saat on dokuz otuzda otelin önündeydik.
Yemek saat yirmide. Kuru fasulye, pirinç pilavı, turşu, yoğurt var. Haydi soğanı da ben isteyim. Yarasın, iyi geceler.
Bu yorgunluğu sıcak banyo götürür, kaloriferlerde yanıyor. Odamız sıcacık.
04 Temmuz 2025
Koruldi Gölüne doğru, 4×4 Araçlarla yola çıktık.
Yağmur yağmış. Yerler çamur. Araçlar bazen patinaj yaparak ilk durağımız dağ kahvesine geldik.
04 Haziran 2025 Mestia’daki son günümüzde kahvaltı sonrası göllere gitmek üzere yola çıktık.
Arazi araçları ile dağların zirvelerinde ilk mola yeri bir kahvede durduk. Fotoğraflar çektik, dinlendik. Tekrar araçlara bindik, çok az gittik. Öndeki araçların olumsuz raporları sonucu göllere araçların çıkamayacağı anlaşıldı.
Göllere yürüyerek gitmek isteyen Koza Dağcılık ekibi, yürümek istemeyenler, fotoğraf çekmek için gelenler, bir de Ritur’un getirdiği, bizim dışımızda bir ekip olmak üzere farklı amaç ve beklenti içinde olan insanlar topluluğu.
Herkese göre dönüş için araç ayarlamak hiç de kolay değil. Üstüne çok başlı bir yönetim olunca işler iyice karıştı.
Koza Dağcılık göllere yürüyecek ekip araç sayısını tamamlayamayınca iyi niyetle eksik bir kişiyi tamamlamak istedim. Biliyorum baştan beri kılık kıyafetim uygun değil. Her yere çıktım, ama programda olan gölleri göremedim.
Koza Dağcılık bu gezi için çok hazırlandı. Toplantılar yaptı, mutlaka bir takım kararlar aldı. Şehirde olmadığım için hiç birine katılamadım. Bir kültür turu olarak geziye katıldım. Gezinin iyi yönetilmediğini ve insanların kalbinin kırıldığını gördüm. İnsanlar bu tür oluşumlara nefes almak için katılıyorlar. Ülkede yeteri kadar faşizm var.
Göllere çıkamadık, göremedik, döndük geriye.
Hac işareti olan yere yürüyeceğiz dendi. Şehri kuşbakışı gören bir tepeye geldik. Fotoğrafçılar için güzel manzaralar vardı.
Hac işareti olan tepeden az aşağı yürüyerek araçlara ulaştık.
Araçlar bizi otele bıraktı. Az sonra aklı selim Mahmut bey günü kurtardı. ” Araçlarla vadiye gidiyoruz” diye çağrı yaptı.